04 Nisan 2008

DUMUR

İnsanın hayatta dumur anları çok olur. Ama öğretmensen bu dumur anları , çok daha fazla yaşanır. Meslek hayatımın başından beri; bu dumur anlarını not almayı düşünmüşümdür ama bir türlü pratiğe dökemedim. Bu yazı belki bu düşüncenin gerçekleşmesi için bir ilk adım olmanın yanında , sonra ki adımlarında başlangıcı olur.
Bugün altıncı sınıf öğrencilerime bir hikaye anlattım. Hikaye aynen şöyle:

Bir öğretmen; sınıfa büyük bir kavanoz getirir. Kavanozun içine büyük kayalar koyar ağzına kadar. “Kavanoz doldu mu?” der. Tüm sınıf aynı anda “evet “ der. Öğretmen “hayır” dolmadı” der. Ve eğilip poşetin içindeki çakıl taşlarını, kavanoza döker ve kavanozu sallar. Sağa sola yerleşen çakıl taşlarını izleyen öğrencilerine, “peki şimdi doldu mu?” der. Öğrenciler ilk tecrübenin deneyimi ile biraz temkinli “hayır” der. “Evet haklısınız dolmadı.” diyen öğretmen başka bir poşetin içindeki kumları kavanoza döker. Kumlarda kalan boşluklarda yerini aldıktan sonra; öğretmen:“ şimdi doldu mu?” der. İyice tecrübelenen öğrenciler “hayır” der. Ve öğretmen bir sürahinin içindeki suyu kavanoza döker. Öğretmen bunu neden yaptığını öğrencilerine şöyle açıklar: “Büyük taşları zamanında yerine koymazsanız, bir daha asla koyamazsınız.” der.

Bu hikayeyi öğrencilerime anlattıktan sonra, dedim ki: “peki çocuklar sizin hayat kavanozunuza, şimdi yerleştirmezseniz bir daha asla yerleştiremeyeceğiniz taşlar nelerdir?”
Soruyu sorarken beklediğim cevap şuydu : Derslerimizi çalışmak, sınavlarda başarılı olmak,vs.

Bu esnada birkaç parmak havaya kalktı. En arkada öğretmen masasının tam karşısında oturan iri, siyah gözlü ve kıvır kıvır saçlı bir öğrencime söz hakkı verdim. Dedi ki: “öğretmenim; şimdi yapmamız gereken şey; hayatın tadını çıkarmak, oynamak, eğlenmek. Çünkü bunların hiçbirini yaşlanınca yapamayacağız”. Ben, şaşkınlıktan olduğum yerde kala kalmıştım. Öğrencime nasıl baktıysam boynunu yana yatırıp, iki elini açarak “ama öyle !... “dedi

Haklıydı….

Hiç yorum yok: